Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








Özdemir İnce etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Özdemir İnce etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Ağustos 2025 Cumartesi

TRT üzerinden Özdemir İnce -Haluk Şahin polemiği.

 TRT üzerinden polemik.


İzleyenler belki biliyordur. Bir süredir (2024 Yaz ayları )  Özdemir İnce ile Haluk Şahin polemik içinde. Konu TRT. İkisine de özel bir sempatim yoktur. Kendilerini sadece okuyucuları  olarak tanırım.

Haluk Şahin, İsmail Cem ekibiyle geldiği TRT yıllarını anlatan bir kitap yazmış. Okumadım. Kitapta Özdemir İnce'den de bahsetmiş. Özetle biz TRT'de devrim yapmak istedik ama Özdemir İnce gibi solcu geçinenler bize direndi diyesiymiş. 

O yıllarda TRT'de idim. Türkiye genelinde açılan  sınavı kazanıp muhabir olmuştum. 

Özdemir İnce TRT'de 11 yıl kadar çalışıp emekli olmuş. TRT'ye nasıl girdiğini söylese sevinirim. Haluk Şahin ise İsmail Cem'le gelip onunla gitmiş. TRT'ye emekleri bu kadar.

İsmail Cem döneminin doğruları kadar yanlışları da vardır. Köklü bir kuruma dışardan getirilen kişilerin uyum sağlaması, yönetici olarak eksikleri, kanunları yeterince bilmemeleri, tepeden gelme oluşları (biz buraya kalite getirdik)  diye dolanmaları elbette tepki çekecekti. 

Ben o yıllarda Türkiye'nin Sesi Radyosu'nda idim. Dış dünyaya  15 dilde haber ve program yayını yapıyorduk. Tv yayınlarında ve haber merkezinde olanları komşu apartmandan  izler gibi izliyorduk. Haber Dairesi'nin başına getirilen Mehmet Barlas'ın icraatı fıkra gibi anlatılıyordu. TRT'nin kanunlarla belirlenmiş görevleri vardı. Bunu iyi bilen bürokratlar onun isteklerine itiraz ediyorlardı doğal olarak.

Ama sayın Cem ve ekibinden hiç kimse yahu şu Türkiye'nin Sesi nedir, yayın yaptıkları 15 dil hangisidir, yurtdışında çalışan vatandaşlarımıza ne derler, Türk dünyasıyla ilgili ne söylerler diye bir gün bile merak etmedi. Biz o 500 günü uzaktan izledik. 

Aşağıda Haluk Şahin ve Özdemir İnce'nin yazılarından alıntı yaptım. 

Haluk Şahin: "Belki de “içeri”nin “dışarı”ya karşı doğal direnmesiydi bu; “yerel”in “evrensel”e, “vasat altı”nın “kalite”ye direnişi olarak da görebilirdik"

BEN: 

Dışardan gelen ekip (kalite) biz TRT emekçileri ( vasat altı). Olayları böyle HAKARETLE değerlendirenin bir de Prof. ünvanı var değil mi? 

Haluk Şahin: 

"Genel Müdür danışmanı ve mecburen hâlâ Amerika'dan getirdiği giysileri giyen Haluk Şahin....."

BEN ; Giysi meselesi neden destekleyici bir unsur oldu? Olaya "duygu" katmak için mi? 

Haluk Şahin;

"Ona (İ.Cem'i kastediyor) karşı çıkanlar ise ne sendikalıydı, ne partiliydi, ne gazeteciydi, ne sinemacıydı, ne de televizyoncuydu"

BEN:   TRT personelinin katılabileceği bir sendika vardı da biz mi bilmiyorduk?  Devlet memurlarının sendikal hakkı vardı da biz mi üye olmaktan  kaçınmıştık? 

Ayrıca TRT'de belli kadroda olanların sarı basın kartı vardı. Hoca onu bile öğrenememiş. Haluk Şahin'e TRT'nin  TAŞ Devri yıllarında örgütlenen TRT-DER ve Çağdaş Gazeteciler Derneği'ni anımsatmak isterim 

Özdemir İnce yazıyor; 

Bir de maaş meselesi var (s.74-75). Haluk Şahin, Rua Tezcan adlı görevliye maaşının ne kadar olacağını soruyor ve yedinci derecenin ikinci kademesinden 2.300 TL dolaylarında olduğunu öğrenince şaşırıyor. Bunun üzerine İsmail Cem’in talimatıyla, yönetmelikte bulunmayan “sözleşmeli danışman” kadrosu icat edilip 7.000 TL maaş ödeniyor.

BEN: Biz 2 binli liralarla geçinmeye çalışırken aldığınız para umarım size  yaramıştır Haluk Şahin..

Başka ne diyeyim !!!

Gençler için not: Ecevit-Erbakan koalisyonu sırasında gazeteci İsmail Cem TRT Genel Müdürü olmuştu.

Birgül Ergev

https://www.bodrumsokakhaber.com/gundem/trtnin-altin-yillari-ozdemir-eniste-bizi-nicin-optu

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ozdemir-ince/trt-ismail-cem-ve-gurkalari-1-2236561

15 Ocak 2025 Çarşamba

Ah Cumhuriyet!

 


Ah Cumhuriyet gazetesi ah. Bir zamanlar düzeltme servisinde bile ünlü yazarlar, şairler çalışırdı. Adnan Özyalçıner, Konur Ertop. Refik Durbaş.... Dile o kadar özen gösterilirdi yani. Özdemir İnce'nin bir  yazısını internet sayfasından okudum. Gözlerime inanamadım. İtilaf ile ihtilaf kelimeleri bir güzel karışmış.  Yazıda Nobel ödüllerinden de söz etmiş ama eksik yazmış.  Türkiye'nin üç Nobel'i var .


İ𝘁𝗶𝗹𝗮𝗳  ايتلاف ,uyum sağlama, uyuşma dostluk. Ülfet 'ten geldiğini söylersem daha iyi anlaşılır. 

 İ𝗵𝘁𝗶𝗹𝗮𝗳  اِخْتِلَاف ise , zıtlık karşıtlık demek


Birgül Ergev

7 Eylül 2024 Cumartesi

AYIP-KAYIP-NOKTA

Özdemir İnce Cumhuriyet'te 18 Ağustos'ta (2024) bir yazı yazmış. Yazının bir yerinde şöyle diyor; "Çocukluğumda, bizim Toros insanları “Ayıp oluyor deel mi?” dedikleri zaman, “Ayıba bir nukta goy gayıp olur!” diye dalga geçerlerdi. Anlaşılan, “k” yerine “nokta” diyorlardı." Hayır Sayın İnce. "K" yerine nokta demiyorlardı. Gerçekte ikisi de Arapça olan ayıp ve kayıp kelimeleri orijinal yazılışında sadece bir noktayla ayrılır. عيب ayb= ayıp غيب gayb= kayıp Dikkat ederseniz Arap harfleriyle yazılışında tek bir nokta farkı var. O da gayın (غ) harfinin üzerinde. Burada ince bir mizah söz konusu : "Ayıp dediğiniz şey minik bir müdahale ile kaybedilebilir " Birazcık araştırma ve dahi soruşturma lütfen...