Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








8 Aralık 2025 Pazartesi

William Wyler


 William Wyler.

Sinemadan geçen büyük adamlardan biri.

Roma Tatili.Hayatımızın En Güzel Yılları.Komik Kız.Korkunç Koleksiyoncu.Miras.Mrs.Miniver.Jezebel.Rüzgarlı Tepe.Childrens Hour ve BenHur.

Yaşamına 14 oscar adaylığı ve 3 oscar sığdıran bir sinemacı.Hayatında bir de savaş yılları var.1940'larda şöhretin zirvesindeki 5 yönetmen Amerikan hükümetinin isteğiyle 2.Dünya Savaşına katılırlar.George Stevens,Frank Capra,John Ford ,John Huston ve William Wyler cephede film çekerler.Bunlar hem belgesel hem eğitim  hem de moral filmleridir.Birisi işitme duyusunu kaybederken birisi tedavi için ülkeye geri gönderilir.Wyler o ara ödül aldığı bir Oscar törenine savaşta olduğu için gidemez.William Wyler Almanya yenilirken ülke semalarındaki bir bombardıman uçağındadır.Şayet uçak vurulursa paraşütle atlayıp kurtulsa bile savaş esiri olamayacaktır.Çünkü yerde Naziler vardır ve William Wyler göçmen bir yahudidir.

Amerikan kuvvetleri Dachau toplama kampına girerken George Stevens'in çektiği görüntüler Nürnberg Mahkemesi''nde kanıt olarak kullanılır. 

Meraklısı bu 5 yönetmenin savaş maceralarını Five Came Back belgeselinde izleyebilir.Belgeseli seslendiren de Meryl Streep.

Hadi iyi seyirler.

Birgül Ergev

4 Aralık 2025 Perşembe

MEYDANLAR









Gezip gördüğüm yerlerde meydan tasarımları hep ilgimi çeker. Bizde neden çok az diye hayıflanırım.

Ortaokul ve lise yıllarımın geçtiği Muğla'daki Atatürk heykeli ve çevredeki tüm binalar çok güzeldir. Ne zaman yolum düşse mutlu olurum. Beş yol birleşir orada. Çocukluğumda bayramlar da orada kutlanırdı. Sonra İstanbul  Sultanahmet. Hangi köşesi daha güzel bilemem. Gürel'le elele oturduğumuz bank en güzel yerdi bence.

Semerkant'taki Registan meydanı. Çiniyi oldum olası çok severim. Ama burası bir çini cenneti. Zaten Semerkant'ın her yeri çini.  İtalya'dan sürpriz Siena meydanı. Bir servis tabağı gibi ortaya doğru çukurlaşan kiremit rengi taş döşeli bu meydanda öylece oturup kalmıştım.

Ve elbette Roma'da St.Pietro meydanı. Resmini görmek başka orada durup bir iki saat izlemek başkaydı.Tek kelimeyle; muazzam. Ve Kızıl Meydan,Moskova. Serde solculuk var ya .Bir de o kıpkızıl Kremlin'i hep merak ederdim. Kremlin'in içini de gezdim, Lenin'in mozolesini de gördüm. Meydandaki katedral zaten mücevher gibiydi. Turistlerle parayla resim çektiren Lenin ve Stalin benzeri kişilere ise hiç gülemedim .

Hepimize nice meydanlar, nice

 gezmeler .


Birgül Ergev

29 Kasım 2025 Cumartesi

Faulkner ve Kronoloji

 Faulkner ve kronoloji.

Geçenlerde aklıma esti . William Faulkner okuyayım dedim. Üç kitabını getirttim. Döşeğimde Ölürken ile başladım. İletişim Yayınlarının vukuatı çok bende. Ama gene de başladım okumaya. Çevirmen Murat Belge. Bir de önsöz yazmış . Kitabı bitirdim. Tekniği biraz karmaşık. Tam kitapla ilgili izlenimlerimi yazacakken kitabın içindeki kronoloji dikkatimi çekti, Şuna da bir bakayım dedim. Ve bingo. İletişim Yayınları kötü anlamıyla yine yanıltmadı beni. 

Kronoloji iki bölümden oluşuyor. Solda Faulkner'in hayatı ile ilgili notlar verilirken sağ kutucukta o zamana paralel DÜNYA OLAYLARI sıralanmış. 





Örneğin 

1908'de : Osmanlı'da 2. Meşrutiyet

1915'te  : Ermeni kıyımı, Çanakkale Savaşı başladı, Franz  Kafka , Dönüşüm romanı.

Geliyoruz 1918,1919,1920,1921,1922,1923 yıllarına. Belli başlı dünya olayları var, Türkiye ile ilgili tek bir not yok. 1918 ve 1920'de İstanbul'un işgali yok, 1920'de TBMM'nin açılması yok, 1922'de Büyük Taarruz ve Yunan Ordusunun ülkeden çekilişi yok, 1923 Cumhuriyet' in ilanı yok. Atatürk yok. 

TÜRKİYE'DE BASILAN BİR KİTAPTA  Dünya Olayları sıralanırken ülkenin işgali ve dönüşümü ile ilgili bilgiler yok. Çevirmen ve yayınevi tarafından o yıllar pek KAYDA DEĞER görülmemiş.

Tek bir şey diyebildim. PES...


Not; Kitabın orijinalinde kronoloji yok. Burada eklenmiş.

26 Kasım 2025 Çarşamba

MO YAN, LLOSA, MANN




 Son zamanlarda okuduğum Nobel ödüllü üç yazardan büyük hacimli üç kitap. 

Buddenbrooklar / Bir Ailenin Çöküşü

Thomas Mann  831 sayfa 

Katedral'de Sohbet

Mario Vargas Llosa 808 sayfa..

Mo Yan. İri Memeler ve Geniş kalçalar .1038 sayfa

Mo Yan, Nobel Edebiyat Ödülü almış tek Çinli yazar..

Mo Yan'dan önce  Değişim adlı anı-romanını okudum. İlginç bir kitap. Çin yıllardır kapalı bir kutu. Zengin,dev bir ülke . Ama oradaki günlük yaşamı pek bilmiyoruz. Değişim 'de işçi ve köylü ailelerinin yaşamını, kullandıkları araçları, dev ülkede bir yerden bir yere ulaşma öykülerini, eğitim dünyasını gözleyebiliyoruz. Bu kitabı sevdim. Sonra Saydam Turp adını taşıyan öykülerini okudum

Sıra İri Memeler ve Geniş Kalçalar'a geldi. Kitabın ismine takılmayın. Bir çocuk gözünden anlatılıyor hikaye.

Adam bin sayfa roman yazmış. Hadi yazdı diyelim. Peki Erdem Kurtuldu bu romanı nasıl çevirdi? Hem de Çinceden. Hem de gayet akıcı bir Türkçeyle. Vallahi bravo billahi bravo...

Mo Yan . Takma isim. Çince "sus konuşma" demekmiş.  İri Memeler ve Geniş Kalçalar,  Mo Yan' dan okuduğum üçüncü kitap. 9 çocuklu yoksul bir ailenin 9. ve tek erkek çocuğu Shangguan Jintong kitabın anlatıcısı. Jintong önce bir bebek sonra çocuk sonra delikanlı olarak anlatır kasabasını, bölgeyi, Japon işgalini, Çin devriminin gün gün değişimini , ablalarının, yeğenlerinin acı öyküsünü ,annesini, papazı, kuşları, bataklığı, binbir çeşit hayvanı, esareti, cesareti, bütün köyün,  devrimcilerin, karşı devrimcilerin, işgalci Japonların öyküsünü . Köydeki zorlu hayatın , tarımın, ilk film gösterisinin, bir türlü tamamlanamayan eğitimin, düşen uçakların, silahların , yoksulluğun öyküsü de  kitaba sığdırılmış. Kitabın hacmi insanı korkutuyor en başta ama hergün biraz biraz okumadan duramadım. Bu gece bitti. Romana da çeviriye de bravo dedim.  Üç kitabı da Erdem Kurtuldu çevirmiş.Kendisi Talât Sait Halman çeviri ödülü sahibi..

İyi ki kitap var ...


24 Kasım 2025 Pazartesi

ESİN TALÛ ÇELİKKAN

İnternette gezinirken bu resmi gördüm.Esin Talu Çelikkan. TRT Dış Yayınlar Daire Başkanı' ydı. 12 Mart döneminde bir süre gözaltında kalmış.  Sevgi Soysal'ın Yıldırım Bölge Kadınlar Koğuşu romanında geçer. Biz 12 Mart'ın külleri soğumamışken TRT muhabirlik sınavına girdik. İlk sınavlardan sonra Ankara"da kursa katıldık. Esin hanım daha kurs devam ederken bizi gözüne kestirmiş (Ben, Orhan Baykal  ve Ateş Gürman) Haber Dairesinin tek adamı Doğan Kasaroğlu' na bütün ciddiyetiyle "-  Doğan bu üç genç benim" demiş. Diğer arkadaşlar kurayla çeşitli radyolara dağılırken biz Ankara'da kaldık. Türkiye'nin Sesi Radyosu yıllarımız böyle başladı. Tam bir entelektüel,iyi gazeteci, çevirmen, dobra bir kadındı. Recaizade Ekrem' in torunu. TRT 'nin Taş devri yıllarında (Yalçıntaş ve Karataş dönemi) görevden alındı, yerine bir avukatı getirdiler. O zaman neredeyse ayda bir başkanlarımız değişiyordu. Hepsi tüy dikti . Ama Esin hanım ve arkadaşları unutulmadı. Gidenlere nur yağsın..




14 Kasım 2025 Cuma


 

KAFDAĞININ ARDINDAN
BİR BEY OĞLU...
Kafkasyalı iyi eğitimli bir ailenin oğlu İbrahim bey.,Varlıklı bir aileden geliyor. Çarlık zamanında Kafkasya'ya sürgüne gönderilen sanatçıları izlemiştir. Üniversiteyi Türklere tanınan kontenjan az olmasına rağmen Petersburg' da bitiriyor. Zaman  20.yüzyılın başları. Rus yasama organının  alt kanadı Duma'da müslümanların temsilcisidir. Kafkasya' ya dönüşünde yerel yönetimlerde görev alır. Çarlığa muhaliftir, bolşeviklerle de yıldızı barışmaz . SSCB' nin hakimiyeti tam sağlamasından sonra ailesini alıp önce Paris'e gider. O sırada Türkiye' de işgalciler kovulmuş,yeni bir ülke inşasına başlanmıştır. İbrahim Bey gibi mühendislere ihtiyaç vardır. İbrahim bey vatanın demir ağlarla örüldüğü Türkiye ' de adım adım döşenen demir yollarına emek verecektir. İkinci Dünya savaşı gelip çatar. Almanya SSCB'ye savaş açınca Kafkasya için  umutlanır. Çocuklarının eğitimi önemlidir. Kızlarını ve oğlunu iyi okullarda okutur. Oğlu TİP'te görev alır.
Kitap çok akıcı, kolay okunuyor. Ben kitabın yazarı arkadaşımız, İbrahim Bey' in torunu Mina Tansel 'in emeğine bravo dedim. SSCB'deki arşivleri, Azerbaycan ve Dağıstan 'daki belgeleri bir bir toplamış, dedesini ve ailesini tanıyanlarla gorüşmüş,uzak akrabalarını bulmuş. Sabrın ve emeğin için kocaman bir aferin Minacığım. 

Birgül Ergev

TALİHSİZ ANJEL HALA


Edirne 1.Balkan Savaşı sırasında Bulgarlar tarafından işgal edilir1912-13 . Kısa süren muhasara ve işgal sırasında kentteki yıkım büyük olur. 10 binden fazla Türk askeri ölür. Şehirden kaçamayanlar açlıkla karşı karşıya kalır. İşte bu muhasara sırasında Edirne'de yaşayan öğretmen Angele (Anjel) Gueron  oluşturduğu bir kadın grubuyla askerler için malzeme ve giysi diker. Yaşadıkları zorlu günleri de yazar. Günlüğü okurken top seslerini duyar gibi oluyor, o acıları anlıyorsunuz. Anjel Gueron,günlüklerini savaştan sonra okulunun bağlı olduğu Fransa'daki merkeze yollar. Günlük yıllar sonra Fransızca olarak basılır. Ünlü karikatürist  İzel Rozental uzaktan akrabası olan bu öğretmenin günlüğünü Türkçe'ye çevirirken ilginç bir yol denemiş. Adeta resimli kitap yapmış. Kitabı oluştururken Edirne'yi de adım adım gezip o günlerin izlerini aramış.