Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








6 Kasım 2025 Perşembe

İHTİYAR ve anlamları..

 İ𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿 var  

İ𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿 var 

İ𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿 var..

Bir sözcüğün birden çok anlamı olabilir. Bazen o birden çok anlamı tek anlam sanırız, başka bir anlamda kullanılmış olabileceğini düşünmeyiz .

Arapçadan gelen  اختيار. i𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿 sözcüğünün en bildiğimiz anlamı seçkin, yaşlı, yaşlanmış ( Üstüme hiç alınmıyorum 😅) 

İkinci anlamı -o anlama geldiğini genellikle  bilmediğimiz-anlamı : Seçim. Evet seçim, seçme. Yoksa siz 𝗸öy 𝗶𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿 𝗵𝗲𝘆𝗲𝘁𝗶'nin anlamını başka mı biliyordunuz? 😄 Köy seçim kurulu , seçilmiş ve doğal üyelerden oluşur, köyün ya da mahallenin sorunlarıyla ilgilenir.

Üçüncü anlamı; özgür irade, seçme yeteneği.

𝗚𝗮𝘆𝗿𝗶 𝗶𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿𝗶 ( istem dışı, istemsiz ) tamlamasında bu anlamı görüyoruz.

İstanbullu arkadaşlarımdan duydum. Eskiden tramvaylarda -ihtiyarî durak- varmış. Mecburi olmayıp gerektiğinde durulan durağa verilen admış .

İhtiyar kelimesinin yalın halde  𝗶𝗿𝗮𝗱𝗲 anlamında kullanımına bir örnek de  çoooook eskilerden gelsin. Hem de bir padişahtan ...

"Sakiya mey sun ki bir gün lalezâr elden gider

İrişür fasl-ı hazan bağ ü bahar elden gider

Her nice zühd ü salâha mâil olur hatırım

Gördüğümce ol nigarı 𝗶𝗵𝘁𝗶𝘆𝗮𝗿 elden gider" 

Avni

----------

Saki şarap ver bir gün lalezar elden gider.

Hazan mevsimi gelir bağ bahçe elden gider.

Gönlüm ne kadar  kurtuluşa meyletse de.

O sevgiliyi görünce 𝗶𝗿𝗮𝗱𝗲  elden gider.

****

Avni kim?  Bildiğiniz Fatih Sultan Mehmet.

Atalarımızda ne cevherler varmış, bugünü düşününce aklımız elden gider.🤨😅


Birgül Ergev

Kayyum mu ? Kayyım mı?

 



𝗞𝗮𝘆𝘆𝘂𝗺  mu? Kayyım mı? Kayyim mi?
Tartışmaları gene başladı. Kelime nereden gelmiş bize, Arapçadan. Eee o zaman Arapça ya da Osmanlıca SÖZLÜKLERE  bakılacak. قيوم Kayyum kelimesinin birkaç anlamı var. Bizde en çok kullanılan anlamı  bir mahkeme ya da yetkililer tarafından bir göreve geçici olarak atanan kişi. İslamiyette Tanrı'nın ezelden ebede var olduğunu anlatan sıfat. En az kullanılan ve eskimiş anlamı, cami bekçisi. Bu anlamda aynı kökten gelen kayyım veya kayyim söylenişleri olsa da artık hiç kullanılmıyor.
Kayyum kelimesinin Arapça yazılışında bariz bir و vav harfi var ki o da bu kelimede tartışmasız bir (u) sesinin olduğunu gösteriyor. Kelime halk ağzında değişip farklı söylenir olmuş ama aslı ve dahi doğrusu 𝗸𝗮𝘆𝘆𝘂𝗺 . Türkçede bundan türeyen bir kelimemiz daha  var : Kayyumluk..
Kayyum aslında yaygın kullanımıyla  sevimsiz bir kelime. Allah kimseyi kayyum etmeye !!!!

Birgül Ergev


5 Kasım 2025 Çarşamba

MESCİDİ AKSA

 Kudüs'teki Mescidi Aksa'nın adı, haberlerde sıkça geçiyor.Ama genellikle yanlış görüntüyle veriliyor.Üstteki resimdeki caminin adı Kubbetüssahra,Ömer Camii de deniyor.Alttaki  ise Mescidi Aksa.Basındaki görüntülerde Mescidi Aksa'dan bahsedilirken hep bu altın kubbeli Kubbetüssahra'nın görüntüleri kullanılıyor.İki mekan da hemen hemen aynı zamanda aynı tepe üzerinde yapılmışlar.Haçlılar zamanında kiliseye çevrilmişlerse de sonradan bu eklentiler kaldırılmış.Altın kubbeli mekan, Mescidi Aksa değil,özeti bu.Bu kutsal mekanların tam yanında ise Yahudilerin ünlü Ağlama Duvarı var..

Bütün bu dini yapıların olduğu bölgenin genel adı  Mescidi Aksa olarak yaygınlaşmış 


12 Ekim 2025 Pazar

AYFER TUNÇ

Geçen yaz ilk olarak Ayfer Tunç'tan Dünya Ağrısı romanını okudum, çok beğendim. Sonra Kuru Kız'ı okudum o da iyiydi. Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek  kitabı ise beni sarmadı. Küçük bir kasabada küçük bir mahallede küçük bir evde büyüdüm ben. İstanbullu bir çocuğun çocukluk anıları bana çok  yabancı . Sıra Ayfer Tunç üçlemesine geldi. Kapak Kızı,  'Yeşil Peri Gecesi' ve son olarak 'Osman'. Üçü de farklı teknikle yazılmış . Üçünü de beğendim. 

İnsanı en çok en sevdikleri mi yaralar yoksa onların açtığı yaralar daha derin mi olur ? O yaralar hiç kapanmaz mı? 

Suzan Defter teknik olarak karmaşık 😂 ama ilginç bir roman 

Daha önce yazmıştım. Okuduğum kitapları -eğer çocuklarım okumayacaksa- evde tutmuyorum. 2. El pazarında bir kardeşimiz var ona veriyorum. O kendisine harçlık çıkarıyor. Bana her seferinde götürdüğüm kitapların yerine kendisinden başka kitap almamı istiyor. Gönlü olsun diye bazen bulursam  okumadığım bir iki kitap alıyorum. Bugün 15 kitap götürmüştüm yerine Ayfer Tunç'un  Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi  romanını aldım.15'e 1. Kârdayım ..

Son not: O kitabı da beğendim. İyi ki yazarlar var...


Birgül Ergev

6 Ekim 2025 Pazartesi

BODRUM VE AVRAM GALANTİ


İstanbul 1453'te fethedildi. Peki Bodrum kaç yılında alındı?

Tam 68 yıl sonra. 1521'de Kanuni  orduları tarafından.

Ruslar Bodrum'a ne zaman saldırdı? 

Rus Amirali Orlof 1770 yılında donanmasıyla Bodrum'a saldırır ama büyük kayıp vererek geri çekilir.

Peki Fransızlar? 

Onlar da Birinci Dünya Savaşında denizden Bodrum'a saldırırlar. Bizim kayıkları yakıp kenti top ateşine tutarlar. Bu saldırı sırasında Bodrum kalesi bir cami ve bazı binalar zarar görür . 

Peki Bodrum ismi nereden geliyor? Bodrum Kalesinin eski adı olan St.Petrum'dan.

Bu bilgileri Bodrumlu yazar ve bilim adamı Prof. Avram Galanti Bodrumlu'nun Bodrum Tarihi'ni okurken öğrendim. Aferin bana! 



4 Ekim 2025 Cumartesi

Gurbet Hikayeleri ve Covid


Refik Halid Karay uzun yıllarını ülke içinde ve dışında sürgünde geçirmiş bir yazardır.Özellikle Ortadoğu'da geçirdiği yılları anlattığı kitaplarından biri de Gurbet Hikayeleri'dir.Onun bu kitabında yer alan Eskici öyküsünü çoğunuz bilirsiniz.Yine o kitapta yer alan bir öyküsü de Testi.Lübnan'da o yıllarda su içme kabı testidir.Bardak kullanmazlar.Birisi su istedi mi ona testiyi uzatırlar.O da testiyi havaya kaldırır,dudağına değdirmeden suyu ağzına dökerek içer.Biraz deneyim isteyen bir harekettir.Birisi gene böyle su içerken testinin içine  gizlenmiş bir eşek arısı adamı ağzının tam içinden sokar.Adam can havliyle kendini içinde  yazarın da olduğu bir arabaya atar.Arabadakiler doktor aramaya başlarlar ama nafile.Adamcağız boğularak ölür.Yazar bir başka arabayla az sonra aynı yerden geçerken genç bir adam bir testiyi havaya kaldırmış kana kana su içmektedir.

Yazar şöyle der:

"İnanınız,bütün  hayvanların içinde en sakınmasızı ve en ders almazı insandır"

Yıl 1939.

Şimdi 2020.

Ne değişti bugüne kadar?Dün gece iki saat sonrasında sokağa çıkma yasağı başlayacak diye nereye koştunuz? Eczaneye mi? Hastaneye mi? Polise mi? Jandarmaya mı?Yetkililerinin sokağa çıkma yasağını erken veya geç ilan etmesi ayrı bir konu.Bir aydır virüs bilgileriyle yatıp kalkmışken bir kenarda iyi kötü az veya çok bir yedek gıdanız varken,olması gerekirken virüsün ortasına dalacak kadar evinizde olmayan neydi? İki gün neyin yokluğunu çekecektiniz?

Not:Bu yazı 2020'de başlayıp üç yıl bizi karantinada bırakan covid salgını sırasında yazıldı..


Gianrico Carofiglio

 İtalya'dan bir yazar...

Gianrico Carofiglio  ile yeni tanıştım. Kendisi bir zamanlar yargıç ve senatörmüş. İtalya'nın en çok okunan yazarlarından da biriymiş. 

Sabahın Üçü güzel bir roman. Yıllardır çok az görüşmüş, pek de kaliteli zaman geçirmemiş bir baba-oğulun yolculuğu. Yolculuk delikanlının tedavisi içindir. Marsilya'ya giderler. Orada bulundukları bir kaç gün içinde hem birbirlerini hem de kendilerini daha iyi tanırlar. Kitapta geçen bir cümle çok hoşuma gitti. 

F.Scott-Fitzgerald'dan alıntılanan cümle şöyle;

"𝙍𝙪𝙝𝙪𝙣 𝙜𝙚𝙧ç𝙚𝙠𝙩𝙚𝙣 𝙠𝙖𝙧𝙖𝙣𝙡ı𝙠𝙡𝙖𝙧 𝙞ç𝙞𝙣𝙚 𝙙üştüğü 𝙜𝙚𝙘𝙚𝙙𝙚 𝙨𝙖𝙖𝙩 𝙙𝙖𝙞𝙢𝙖 𝙨𝙖𝙗𝙖𝙝ı𝙣 üçüdür" 

Kitabı Mazı tatilimde okudum. Bitince de orada tanıştığım bir arkadaşa bıraktım. Artık kitap biriktirmiyorum .


Gianrico Carofiglio'nun başka kitapları varsa okurum elbette. 

Bana kitap olsun yeter 😂😂