Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








12 Ekim 2025 Pazar

AYFER TUNÇ

Geçen yaz ilk olarak Ayfer Tunç'tan Dünya Ağrısı romanını okudum, çok beğendim. Sonra Kuru Kız'ı okudum o da iyiydi. Bir Maniniz Yoksa Annemler Size Gelecek  kitabı ise beni sarmadı. Küçük bir kasabada küçük bir mahallede küçük bir evde büyüdüm ben. İstanbullu bir çocuğun çocukluk anıları bana çok  yabancı . Sıra Ayfer Tunç üçlemesine geldi. Kapak Kızı,  'Yeşil Peri Gecesi' ve son olarak 'Osman'. Üçü de farklı teknikle yazılmış . Üçünü de beğendim. 

İnsanı en çok en sevdikleri mi yaralar yoksa onların açtığı yaralar daha derin mi olur ? O yaralar hiç kapanmaz mı? 

Suzan Defter teknik olarak karmaşık 😂 ama ilginç bir roman 

Daha önce yazmıştım. Okuduğum kitapları -eğer çocuklarım okumayacaksa- evde tutmuyorum. 2. El pazarında bir kardeşimiz var ona veriyorum. O kendisine harçlık çıkarıyor. Bana her seferinde götürdüğüm kitapların yerine kendisinden başka kitap almamı istiyor. Gönlü olsun diye bazen bulursam  okumadığım bir iki kitap alıyorum. Bugün 15 kitap götürmüştüm yerine Ayfer Tunç'un  Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi  romanını aldım.15'e 1. Kârdayım ..

Son not: O kitabı da beğendim. İyi ki yazarlar var...


Birgül Ergev

6 Ekim 2025 Pazartesi

BODRUM VE AVRAM GALANTİ


İstanbul 1453'te fethedildi. Peki Bodrum kaç yılında alındı?

Tam 68 yıl sonra. 1521'de Kanuni  orduları tarafından.

Ruslar Bodrum'a ne zaman saldırdı? 

Rus Amirali Orlof 1770 yılında donanmasıyla Bodrum'a saldırır ama büyük kayıp vererek geri çekilir.

Peki Fransızlar? 

Onlar da Birinci Dünya Savaşında denizden Bodrum'a saldırırlar. Bizim kayıkları yakıp kenti top ateşine tutarlar. Bu saldırı sırasında Bodrum kalesi bir cami ve bazı binalar zarar görür . 

Peki Bodrum ismi nereden geliyor? Bodrum Kalesinin eski adı olan St.Petrum'dan.

Bu bilgileri Bodrumlu yazar ve bilim adamı Prof. Avram Galanti Bodrumlu'nun Bodrum Tarihi'ni okurken öğrendim. Aferin bana! 



4 Ekim 2025 Cumartesi

Gurbet Hikayeleri ve Covid


Refik Halid Karay uzun yıllarını ülke içinde ve dışında sürgünde geçirmiş bir yazardır.Özellikle Ortadoğu'da geçirdiği yılları anlattığı kitaplarından biri de Gurbet Hikayeleri'dir.Onun bu kitabında yer alan Eskici öyküsünü çoğunuz bilirsiniz.Yine o kitapta yer alan bir öyküsü de Testi.Lübnan'da o yıllarda su içme kabı testidir.Bardak kullanmazlar.Birisi su istedi mi ona testiyi uzatırlar.O da testiyi havaya kaldırır,dudağına değdirmeden suyu ağzına dökerek içer.Biraz deneyim isteyen bir harekettir.Birisi gene böyle su içerken testinin içine  gizlenmiş bir eşek arısı adamı ağzının tam içinden sokar.Adam can havliyle kendini içinde  yazarın da olduğu bir arabaya atar.Arabadakiler doktor aramaya başlarlar ama nafile.Adamcağız boğularak ölür.Yazar bir başka arabayla az sonra aynı yerden geçerken genç bir adam bir testiyi havaya kaldırmış kana kana su içmektedir.

Yazar şöyle der:

"İnanınız,bütün  hayvanların içinde en sakınmasızı ve en ders almazı insandır"

Yıl 1939.

Şimdi 2020.

Ne değişti bugüne kadar?Dün gece iki saat sonrasında sokağa çıkma yasağı başlayacak diye nereye koştunuz? Eczaneye mi? Hastaneye mi? Polise mi? Jandarmaya mı?Yetkililerinin sokağa çıkma yasağını erken veya geç ilan etmesi ayrı bir konu.Bir aydır virüs bilgileriyle yatıp kalkmışken bir kenarda iyi kötü az veya çok bir yedek gıdanız varken,olması gerekirken virüsün ortasına dalacak kadar evinizde olmayan neydi? İki gün neyin yokluğunu çekecektiniz?

Not:Bu yazı 2020'de başlayıp üç yıl bizi karantinada bırakan covid salgını sırasında yazıldı..


Gianrico Carofiglio

 İtalya'dan bir yazar...

Gianrico Carofiglio  ile yeni tanıştım. Kendisi bir zamanlar yargıç ve senatörmüş. İtalya'nın en çok okunan yazarlarından da biriymiş. 

Sabahın Üçü güzel bir roman. Yıllardır çok az görüşmüş, pek de kaliteli zaman geçirmemiş bir baba-oğulun yolculuğu. Yolculuk delikanlının tedavisi içindir. Marsilya'ya giderler. Orada bulundukları bir kaç gün içinde hem birbirlerini hem de kendilerini daha iyi tanırlar. Kitapta geçen bir cümle çok hoşuma gitti. 

F.Scott-Fitzgerald'dan alıntılanan cümle şöyle;

"𝙍𝙪𝙝𝙪𝙣 𝙜𝙚𝙧ç𝙚𝙠𝙩𝙚𝙣 𝙠𝙖𝙧𝙖𝙣𝙡ı𝙠𝙡𝙖𝙧 𝙞ç𝙞𝙣𝙚 𝙙üştüğü 𝙜𝙚𝙘𝙚𝙙𝙚 𝙨𝙖𝙖𝙩 𝙙𝙖𝙞𝙢𝙖 𝙨𝙖𝙗𝙖𝙝ı𝙣 üçüdür" 

Kitabı Mazı tatilimde okudum. Bitince de orada tanıştığım bir arkadaşa bıraktım. Artık kitap biriktirmiyorum .


Gianrico Carofiglio'nun başka kitapları varsa okurum elbette. 

Bana kitap olsun yeter 😂😂


3 Ekim 2025 Cuma

BUTLAN

 

𝗕𝗨𝗧𝗟𝗔𝗡 
Bugünlerde çokça duyuyoruz bu kelimeyi. BUTLAN بطلان Arapça بطل btl  kökünden geliyor. Boş, geçersiz sayılma, olmamış gibi farzetme anlamında.
Peki aynı kökten gelen başka kelime var mı? Elbette .
Bâtıl باطل boş, geçersiz, hiç..
İptal ابطال geçersiz kılma ya da olma..

28 Eylül 2025 Pazar

ÖMER ŞERİF YA DA Michel Demetri Chalhoub

 Michel Demetri Chalhoub 1932'de Mısır'ın İskenderiye kentinde doğdu. Babası zengin bir kereste tüccarıydı. Katolik bir ailenin çocuğuydu. Orta öğrenimini Victoria College'de tamamladı. Daha o zamanlar karizmasıyla dikkat çekmiş, okul abisi olarak ünlü yazar Edward Said ve arkadaşlarını hırpalamıştı. Kahire üniversitesinde fizik ve matematik eğitimi aldı. Bu da onun sonraları ünlü bir briç oyuncusu olmasında etkili olmuştu. Babasının aile işlerinin başına geçmesi ısrarına rağmen aklı oyunculuktaydı. Çok gençken oyunculuğa başladı. Mısır'da erken dönem filmlerine baktım. Daha cok melodram. Sinemada oynarken o dönemin en ünlü kadın oyuncusu Faten Hamama ile tanıştı. Aşık oldu, evlendiler, bir oğulları oldu. Artık dinini değiştirip müslüman olmuştu ve bundan böyle dünyada Omar Sharif, bizde Ömer Şerif , Mısır'da Ömer El-şerif olarak tanınacaktı. 

Ünlü yönetmen David Lean Arabistanlı Lawrence filmi için İngilizce bilen bir Arap oyuncu ararken adaylardan biri Ömer Şerif'ti. Rolü aldı .Filmde çölde birden karşımıza çıkıveren ünlü sahnede Ömer Ş




erif'e Hollywood yollarının açılacağı belli olmuştu. Geçmişinde 16 filmlik bir deneyimi olan Ömer Şerif artık Dünya sinemasında oynayan en ünlü Arap oyuncuydu. 

Hemen arkasından aynı yönetmenle Doktor Jivago geldi. 7 Oscarlı Arabistanlı Lawrence'den sonra Dr.Jivago da 5 Oscar aldı. 60'lı ve 70'li yıllar durmaksızın film çevirmekle geçti. Dr Jivago"da adı en başta değildi ama en çok parlayan o oldu. 

Barbra Straisand'la çevirdiği Komik Kız filmi nedeniyle- çünkü Barbra Yahudi'ydi- Arap dünyasında çok eleştiri alsa da ülkesiyle bağını hiç koparmadı. 

Arabistanlı Lawrence filmindeki Şerif Ali rolü ona Oscar adaylığı kazandırdı. Bu rolüyle ve Dr.Jivago ile Altın Küre aldı. 2003 yılında çevirdiği İbrahim Bey ve Kur'an Çiçekleri  bu kez Fransız sinema ödüllerini getirdi.

Dünya onu filmlerinin yanısıra briç oyuncusu olarak da tanıdı. Briçte kendi ismi verilen oyunları vardı ve bu alanda kitaplar yazdı.

90'lı yıllarda briçi, sigarayı bıraktı,ailemle yaşayacağım dedi. Tek ailesi oğlu ve onun ailesiydi. 1955"te evlenip 1974'te ayrıldığı Faten Hamama tek eşiydi . Bir daha hiç evlenmedi.

Dr.Jivago filmini izleyenler hatırlar.Orada Yuri Jivago'nun çocukluğunu oynayan oyuncunun Ömer Şerif'e benzerliği dikkat çeker. O , Ömer Şerif'in tek oğlu Tarık'tır.

Ömer Şerif 'in bunca ünlü olmasında elbette fiziği, rol yeteneği etkiliydi ama akıcı konuştuğu yabancı dilleri ve eğitimi ile donanımlı biriydi. Batılılarda yer etmiş Arap imajından farklıydı.

Bir röportajında "Artık o kadar yaşlıyım ki beni mumyalayıp Kahire Müzesine koyabilirler diyordu. Geleneklerine bağlılığı torunlarına öğrettiği Arapçasından bile belliydi.

Hayatının sonlarına doğru Mısır'a döndü. Orada bazı yapımlarda rol aldı. 2015'te öldüğünde cenazesi Kahire'de küçük bir camiden mütevazı bir törenle kaldırıldı.

 

1 Eylül 2025 Pazartesi

İvo Andric, Tito, Belgrad

 "Bir devleti veya yönetimi tanımak ve istikbalinin ne olduğunu bilmek istersen o ülkede kaç tane namuslu, masum insanın hapiste olduğuna ve kaç suçlu ve kötünün serbest dolaştığına bakmak yeterli." 


Valla ben demedim, İvo Andrić demiş Lanetli Avlu kitabında. Cezaevi lanetiyle baş etmek için öyküler mi gerekir? Kitap bunu anlatıyor.

2023 yazında Belgrad'da müze haline getirilen evini ziyaret ettikten sonra İvo Andrić kitaplarına daldım. Müzede yazarın bir tane bile Türkçeye çevrilmiş eseri yoktu, ona yandım.Türkiye'deki yayıncılar akıl edip bir kitap yollamamışlar. Önce Hanımefendi romanını okudum. Kitap bir takıntının peşinde yitip giden bir hayatı anlatıyor. Bugün de Lanetli Avlu'yu bitirdim. Bunlar gündüzleri okuduklarım. Ömer Paşa romanını geceleri okudum.Namı bugüne kadar gelen ilginç bir kişilik. İvo Andrić'in kitaplarındaki Osmanlı tarihi bilgisi hep ilgimi çekmişti. Meğer yazarın Osmanlı tarihi üzerine doktorası varmış. Eski Yugoslavya topraklarında Nobel alan tek yazar olan Andrić , devlet Başkanı Tito'nun da değerini bildiği biriymiş. 

Belgrad, konum olarak  Tuna ve Sava nehirlerinin birleştiği yerde kurulmuş. Nehir kıyısı da iyi düzenlenmiş. Konut istilası yok. Sadece yeşillikler,kafeler ve yürüyüş ve bisiklet yolları. Belgrad'da önce ve elbette ilk olarak  Tito'nun mozolesi



gezildi. Nikola Tesla müzesini yoğunluktan göremedik. Üç  kere denedik olmadı. Ama Modern Sanatlar Müzesi'ni hatmettik. Yeniçerilerin ruhlarının gezindiği müthiş Kalemeydan parkı yürü yürü bitmedi, mini trene binildi , Bayraklı Cami görüldü, Yahudi müzesi kapalıydı, yolumuza çıkan kiliselere bakıldı, birinde Pazar ayini vardı, izledik, rabbim affetsin 😄 Tekne gezisinde günbatımını izleyebildik. Ünlü Sırpları sayarken Oscar'lı oyuncu Karl Malden'i andık . Gezinin bir gününü de 115 km uzaktaki Novi Sad şehrine ayırdık. Yol boyu sadece Tuna nehri ile 🌽 ve 🌻 tarlaları vardı. Novi Sad biblo gibi bir yer. Belgrad Ortodoks Novi Sad ise katolik ağırlıklı.Ne diyelim biraz havamız dağıldı 😅bu yedi günde.