Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








28 Temmuz 2025 Pazartesi

Selanik. Villa Allatini

Yıllar önce Selanik'te bir hafta geçirdim, kenti adım adım gezdim. Yıllardır merak ettiğim bir mekana da üç saatimi ayırdım.
Selanik'te ünlü bir Yahudi ailesi için yaptırılan köşkün ismi Villa Allatini.Büyük bir bahçe içindeki kırmızı tuğlalı üç katlı köşkün mimarı bir İtalyan.
1909'da tahttan



indirilen Abdülhamit II, 3,5 yıl sürecek sürgün hayatını burada geçirir.Yanında ailesinden ve görevlilerden oluşan 40 kişi vardır.Selanik kaybedilirken Abdülhamit de yeniden  İstanbul'a Beylerbeyi Sarayı'na götürülür.
Selanik haritalarında hâlâ ilk ismiyle tanınan köşk, sonraları okul olarak kullanılır.2.Dünya Savaşı'nda hastanedir.Köşk bugün resmi bir kuruluşun ofisi olarak kullanılıyor.
Bir taksiyle zar zor bulabildim köşkü. Bahçeyi gezip dışardan görebildim binayı.İçeri girmeye izin yok. Ancak  bina epeyce yıpranmış.
Kapıdaki görevli polise ,Türkiye'den çok ziyaretçi olup olmadığını sordum.
-Yok bacım nerede!! Çok nadiren bir iki kişi gelir,dedi.😂😅😅
Türkiye'de Ulu Hakan Ulu Hakan diye bağıranların belki de buradan haberleri bile yok.Ne diyeyim.
Selanik'e giderken burayı da görmeliyim diye not almıştım. Köşkün resmine Selanik'teki Yahudi Müzesinde de rastladım. 
Belki birinin ilgisini çeker...

22 Temmuz 2025 Salı

ŞİAR YALÇIN

 Şiar Yalçın benim için örnek diyebileceğim aydınlardan biriydi.Çekmediği cefa kalmamıştı.Daha iki yaşında babası eski maliye nazırı Cavid Bey'in idamı,Hüseyin Cahit Yalçın'ın manevi koruması altında geçen çocukluğu.Savcı iken yaşadığı sürgünler,meslekten ihraç.Ama o ölümüne dek yazdı,çeviri yaptı,bulmaca hazırladı,Türkçe ile ilgisini hiç koparmadı.Hep yazdı yazdı.Onun Türkçe ile ilgili yazılarından çok yararlandım.

Cavid Bey 1924'te oğlu Şiar doğunca günlük tutmaya başlamış,tutuklanıncaya kadar bir gün bile yazmadığı olmamış.O yıllarda bir babanın günü gününe oğlunu izleyişi,o satırlardaki heyecenı,büyük sevgisi beni çok etkilemişti. Cavid Bey günlükteki son sayfayı da ölüme götürülürken yazmış. Şiar Bey babasının günlüğünü bugünkü Türkçeye çevirip yayınlarken şöyle der:".Cavid Bey yasal veya yargısal bir kararla değilse bile,kamu vicdanında aklanmış ve itibarı iade edilmiştir."

Babası İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilen Şİar Yalçın Atatürk hakkında şunları söyler:"Atatürk babamı astırdı.Babamın masum olduğunu düşünüyorum.Ama Atatürk bana göre yine de Türk tarihinin en büyüğüdür .Kendisine hayranım"

Bana göre bu sözler çok önemlidir.Bunları Şiar Yalçın'ın söylemesi daha da önemlidir.Ve inancım odur ki bunları asla mecburiyetten söylememiştir.O dönemi eleştirirken bazı tarihi gerçekleri de kabul etmek gerekiyor.Bu ülke kolay kurulmadı.


Bu bağlantıda Şiar Yalçın hakkında iyi bir yazı var.

https://t24.com.tr/yazarlar/dogan-akin/siar-yalcin-kalles-bir-hayata-bilge-bir-cevap,2670

3 Temmuz 2025 Perşembe

Namık Kemal,Eşref, Tevfik Fikret, Mehmet Akif , Avnî

Yahu bu eski şairler de bayağı münafıkmış. Şu Namık Kemal'in dediğine bak hele:

“Ne mümkün zulm ile bîdâd ile imha-yı hürriyet!

Çalış, idraki kaldır muktedirsen âdemiyetten.”

Hürriyet diyor idrak diyor bir de padişaha çemkiriyor.

"Muktedirsen?"

Bak bak lafa bak.Tivitir olsaydı tivit de atardı bu😅.Eee Abdülaziz merhum gidince 2.Abdülhamit de yeniden sürgüne gönderiyor onu .Ulu Hakan bu dahası var mı?😅😅

Namık Kemal Sakız adasında görevli iken 1888 yılında 48 yaşında vefat eder.Vasiyeti üzerine daha sonra  cenazesi Gelibolu'ya getirilerek Bolayır köyünde toprağa verilir.Şair için mermer bir mezar yaptırılır.Mezarın planını da Tevfik Fikret çizer. Ama Şair Eşref hicvi patlatır.Mealen (Sanmayın padişah onun için mezar yaptırdı.Bir daha kalkmasın diye üstünü mermerle kapattırdı) .Eşref de az değilmiş.Münafığın önde gideni.😮😅Şöyle buyurmuş bir hicvinde de:

"Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,

Vatandaş soyulurken aldırmıyor öküzler!

Hayadan eser yoktur nafile bütün sözler,

Beyhude inat etme hemen salla başını,

Dilini tut, uslu dur, zıkkımlan maaşını."

Şahsım çok ayıpladı ikisini de..😧😅

Peki 2. Abdülhamid? 

Ulu Hakan mı Kızıl Sultan mı?

Ben bilemem.

Mehmet Akif'e kulak verelim:

"Gölgesinden bile korkup bağıran bir ödlek

Otuzüç yıl bizi korkuttu şeriat diyerek"

Bu da onun mısraları:

"Zaman gelsin de görsün böyle dünyalar kadar zillet,

Otuzüç yıl devam etsin,başından gitmesin  nekbet"

Nekbet=felaket.


Mehmet Akif'in hiç anlaşamadığı Tevfik Fikret ne demiş acaba bir suikastten kılpayı kurtulan 2.Abdülhamit için ?

"Ey şanlı avcı dâmını beyhude kurmadın

Attın.Fakat yazık ki yazıklar ki vurmadın"

dâm=tuzak.

İki düşman şairi birleştiren nokta.

Valla ben demedim onlar dedi😅😅

Biraz daha geriye gidelim ; 

Sâkıyâ mey sun ki bir gün lalezar elden gider

İrişür fasl-ı hazan bağ ü bahar elden gider

Her nice zühd ü salâha mâil olur hatırım

Gördüğümce ol nigarı ihtiyar elden gider.

Avni

---------

Saki şarap ver bir gün lalezar elden gider

Hazan mevsimi gelir bağ bahçe elden gider

Gönlüm ne kadar arınma ve kurtuluşa meyletse de

O sevgiliyi görünce irade elden gider.

****

Avni. Bildiğiniz Fatih Sultan Mehmet.

Atalarımızda ne cevherler varmış, bugünü düşününce aklımız elden gider.🤨😅


5 Haziran 2025 Perşembe

KÂBÛS

 Türkçede kullanılan iki ayrı kâbus kelimesi var. İkisi de Arapçadan geliyor. Biri kafla biri kefle yazılıyor. Özellikle haber spikerlerinin karıştırmaması önemli..

 Kābūs كابوس gece gelen sıkıntı

قابوس بن سعيد Kâbus bin Said . Umman sultanlarının ünvanı. Bu söyleyişte k sesi kalın olacak ..

2 Nisan 2025 Çarşamba

KEFARET, KÜFÜR,KÂFİR


Kefaret elbette Arapça.كفارة .Suçunu örtme, suç, hata ve günaha karşı bir bedel ödeme. (A sesi uzun ) 
Kökü küfr-küfür كفر
Bizde nankörlük etme, dini inancı reddetme, hakaret etme ve bunun için kullanılan sözcüğe diyoruz. Bütün bunları yapan kişiye de kâfir deniyor.كافر Bu sözcüğün müslüman olmayanlara hakaret olarak şaka yollu bile kullanılması abes ve yanlış.
Bırakalım o şaka Nedim'in dizelerinde kalsın:

"Sana kimisi cânım kimi cânânım deyü söyler
Nesin sen doğru söyle can mısın cânân mısın kâfir"

Kâfir sözcüğünün Arapça çoğulu ise kefere كفرة ve küffar كفار Artık eskimiş iki kelime.

27 Mart 2025 Perşembe

Kalust GÜLBENKYAN

 KALUST GÜLBENKYAN

Onun adını ilk kez üniversitede iken duymuştum . Sonra Lizbon'daki  ünlü müzesiyle de ilgili yazılar gördüm. Bu kitabı görünce hemen aldım. 

Gülbenkyan, Kafkaslar'a, İran'a ve Arabistan yarımadasına yatırım yapan tüm petrolcülere 50 yıldan uzun bir süre  danışmanlık yaptı. Kurduğu, ortağı olduğu petrol şirketlerinden aldığı %5 pay nedeniyle adı (bay yüzde beş)e çıkmıştı. 1869'da İstanbul'da zengin bir Ermeni ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. Öldüğü zaman dünyanın en zengin adamıydı, tek rakibi Getty idi. Padişah Abdülhamit'e, İran Şahı'na, Suudi Kralı'na danışmanlık yaptı, hiçbir devlete sadakatle bağlı değildi. İstanbul, Paris ve Lizbon en uzun süre yaşadığı şehirlerdi. Paris'te muhteşem bir evi vardı ama hep otellerde yaşadı. Osmanlı, İran ve Fransa pasaportu vardı.İngiltere'de üniversite okurken petrole ilgisi başladı, jeoloji eğitimi aldı. 1912'de kurduğu şirkete Türk Petrol Şirketi adını verdi. Arabulucu, finansör , koleksiyoner ve diplomattı. Osmanlı'nın Avrupa'daki temsilcilerine danışmanlık yaptı, bu onu 1.Dünya Savaşında korudu, İran diplomatlığı ise 2.Dünya Savaşı'nda çok işine yaradı.Ünlü Osmanlı Maliye Nazırı Cavid Bey'in Avrupa ülkelerinde kredi ararken ve Lozan"da  delege iken danıştığı kişiydi.

Daha gençken koleksiyonerliğe merak sardı.Bir süre Louvre Müzesi'nin bir yetkilisinden ders aldı.

Topladığı değerli tablolar, Yunan sikkeleri, Mısır eserleri, İran halıları, İznik çinileri bugün Lizbon'da adını taşıyan müzede sergileniyor.Bu eserler arasında Hermitage'dan satın aldığı tablolar da var.

Gülbenkyan ketum, gizemli, basından uzak bir  yaşam sürdü, o hep "arka plandaki sorun çözücü"ydü. İş toplantılarına katılmaz, oğlunu,


damadını gönderirdi. En zengin Osmanlı Ermenisiydi . 1955'te Lizbon'da öldü. Kendisinden sonra gelen en zengin Osmanlı vatandaşı ise Muğla doğumlu ünlü silah tüccarı Rum Basil Zaharof'tu. 1955'te Lizbon'da öldü 

Dünyada petrolün tarihi Gülbenkyan olmadan yazılamaz bence. İyi ki kitap var.

Birgül Ergev



26 Ocak 2025 Pazar

TRUMAN CAPOTE



Truman Capote

Amerikan edebiyatının önemli figürlerinden biri. Onu lise yıllarımda keşfetmiş Gece Ağacı adıyla yayınlanan öykülerini okumuştum. Geçenlerde onun önce Başka Sesler Başka Odalar romanını okudum. Biraz karmaşık geldi kitap bana .Sonra da Soğukkanlılıkla romanına geldi sıra. Ara vermeden büyük bir heyecanla okuyup bitirdim kitabı. 

1959 yılının sonbaharında bir gece, ABD’nin Kansas eyaletinin küçük bir kasabasında yaşayan bir aile kendi evlerinde canice katledilir. Olay Capote'nin ilgisini çekmiştir. Hemen olayın olduğu kasabaya gider. Neredeyse altı yıl boyunca bu olayı, faillerin yakalanışını ,mahkemeyi , cezaevi günlerini büyük bir sabırla izler. Hikaye sona erdiğinde roman da bitmiştir. 

Kitabın tanıtımında "Gerçek bir hikâye değil, gerçeğin hikâyesidir anlatılan" deniyor ki doğru.

Kitap 1967 yılında sinemaya da uyarlanmış. 

Ben bugün Truman Capote 'nin bu romanı yazarken yaşadıklarını anlatan 2014 yapımı Capote filmini tekrar izledim. Başrolde oynayan ve genç yaşta trajik biçimde hayatını kaybeden muhteşem Philip Seymour Hoffman 'a bir kez daha yandım. Bu rolüyle Oscar'ı kucaklamış , arkasında sayısız güzel film bırakmıştı.

İyi ki kitap iyi ki sinema var..