Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








Birgün Gazetesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Birgün Gazetesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Temmuz 2019 Cuma

Müsebbip ve müessif ne ola?


Her gün aldığım Birgün gazetesinde 2 Temmuz'da güzel bir yazı okudum.Libya'da son günlerde ortaya çıkan ve taraflarından birinin Türkiye olduğu gerginlikle ilgili.İbrahim Varlı yazmış.Yazmış da ben daha ilk bölümde çakılıp kalıyorum.( Libya'daki savaşın MÜESSİFlerinden....) Hayda! Müessif مؤسف Arapça esef'ten türemiş üzüntü veren anlamında kullanılıyor.Teessüf de aynı kökten maalesef de.Ama müessif kelimesinin bu yazıda işi ne? Dedim ki bir de internet versiyonuna bakayım.Orada kelime değişmiş (müessiblerinden) olmuş.İyi güzel de eski yeni böyle bir sözcük yok.Nihayet kavradım😅Kullanılmak istenen ama yazılı gazetede de internet sayfasında da doğru yazılamayan kelime müsebbib مسبب .Arapça sebeb kökünden türemiş.Bugünkü yazılışıyla müsebbip , sebep olan, olmasına yol açan anlamında.
Sevgili gençler tamam eski kelimeleri kullanmayı seviyorsunuz da bakın bunları doğru yazabilen kalmamış.
Sebep olan deyin, neden olan deyin,yol açan deyin.Anlaşılır kelime kullanın ki yazdıklarınız bize gelene kadar ucubeye dönmesin😅😅
Not .Bu yazıyı aynen İbrahim Varlı'ya da yollamıştım.Teşekkür etmiş.Ben de takdir ettim.

15 Mart 2018 Perşembe

Gazetelerde Türkçe hatalarını yazanlar.

Gazetelerimizde Türkçe yazım hatalarını yazanların sayısı az.Keşke daha çok olsa.
Ben Birgün okuruyum.Bu gazetede bazen Attila Aşut,Dilin Kemiği köşesinde Türkçe yazım hatalarına değiniyor.Herkesin doğru Türkçe yazıp okuması için elbette Osmanlıca bilmesine gerek yok.Sözlüğe bakmayı bilmek yeterli. Ama bir gazetede Türkçe üzerine kalem oynatacaksanız Osmanlıca bilmeniz gerekir.Çünkü dilimizde kullanımda olan çok sayıda Arapça,Farsça kelime ve bunlarla ilgili kural var.
Attila bey bugünkü (12.03.2018) yazısında kafasına takılan bazı noktaları soruyor.
Özetle;
-Makine sözcüğü neden bazen makina oluyor?
-Dilimize batı dillerinden gelen bu kelimenin iki yazılışı da doğru.Nazım Hikmet ünlü şiirinde
"Makinalaşmak istiyorum" diyordu.
-Cambaz sözcüğü neden bazen canbaz oluyor?
-Kelimenin aslı can-baz da ondan.Farsçadan gelmiş bize.Farsça bazı kelimelerde bu m-n değişmesi görülüyor.Pençşenbe-Perşembe,Çeharşenbe-Çarşamba olmuş bizde mesela.Cambaz da canbaz da doğru.
-Ud kelimesi zamanla ut olmuş ama neden udi demeye devam ediyor muşuz?
-Ud  sözcüğü Arapçadan geliyor. Meslek belirten sondaki o (i) sesi Türkçe bir ek değil.O ek  kelime bizde ut olmadan önce eklenmiş de ondan.Udi olarak kalıplaşmış.
Attila beye söyleyeceklerim bu kadar.
Arapça ve Farsçadan  gelen kelimelerin sonundaki d sesinin t'ye dönüşmesine daha önce de değinmiştim.İki örnek vereyim ced kelimesi bizde cet olmuş.Ama sonuna Türkçe ek gelince gene aslına dönüyor.(ceddine rahmet) .Dert de öyle (derdimi anlatamadım) Aslı derd.