Türkiye’nin Sesi’ndeki yabancı dil
kadrolarında ilginç kişiler vardı.
Ekber Menemencioğlu, İngilizce
masasında mütercim spikerdi.Çılgın,neşeli bir arkadaşımızdı.Namık Kemal'in
torun çocuğu,eski diplomatlardan Turgut Menemencioğlu'nun oğlu.Sonradan.TRT'den
ayrılıp Birleşmiş Milletler'e girdi.Oradan emekli olduğunu duydum.Kızımız 1974
yılında doğduğunda fotoğraf makinemiz yoktu.Ekber bir gün bize çaya geldiğinde
onun bol bol fotoğrafını çekmişti.Hâlâ albümümüzde dururlar.
Bir de hanedan mensubumuz vardı. Enver
Paşa’nın kızı Türkan Mayatepek.Fransızca mütercim-spikerdi.Onunla çalışıyor
olmak tarihi yaşamak gibiydi.O sıralarda Şevket Süreyya’nın Enver Paşa kitabını
okuyordum.Kitap üzerine sık sık sohbet ederdik.Kitaptaki bilgilerin doğruluğunu
ona teyit ettirmiştim.İlişkilerinde çok mesafeliydi.Biraz aldığı saray
terbiyesi biraz da sefire olmanın etkisiydi belki.
İlber Ortaylı’nın annesi Şefika
hanım Rusça, Sevgi Soysal’ın yengesi Karin Yenen ,Seha Meray’ın karısı
Elizabeth Meray,Orhan Asena’nın gelini Engin , çevirmen Metin Alemdar Almanca
masasından aklımda kalanlar.TRT Dinleme servisinde eski başbakanlardan Mesut
Yılmaz’ın da kısa bir dönem Almanca dinleme yaptığı söylüyor arkadaşlar ama ben
anımsamıyorum.Ama Mesut Yılmaz’ın amca kızı Sezen Ergül’ü tanıyorum.O da
dinleme servisindeydi.
Dinleme servisinden bir güzel insan
da Zübeyir Han’dı. Zübeyir soyadından anlaşılacağı gibi asil bir aileden
geliyordu,Afganistan krallık ailesine mensuptu.Oğlu Ahmet Kasım Han,o zamanlar
ortaokulda falandı.Şimdi televizyonlarda siyaset bilimci bir akademisyen
olarak yorumlarını izliyor;”Keşke
Zübeyir de görebilseydi” diyorum.
Neşe kaynağı arkadaşımız Tuğrul Eryılmaz da haber Merkezinden sürgün edilip bir süre Türkiye'nin Sesi, Radyosu'nda çalışmıştı.
Bir başka anımsadığım isim de
Zeynep Göğüş’tü.Eski politikacılardan Ali İhsan Göğüş’ün kızı.O haberde değil
program servisinde çalışıyordu.O zamanlar özel kolejler daha azken ve
yurtdışında öğrenim olanakları daha kısıtlıyken ancak çok şanslı bir azınlığın
iyi yabancı dil öğrenmesine olanak vardı.Öğrenebilenler de TRT’dekiler gibi ya
diplomat ya siyasetçi ya da zengin çocuklarıydı.Ya da başka bir ülkede doğup
büyümüş,sonra bir nedenle Türkiye’ye gelmiş kişilerdi.
Türkiye’nin Sesi Radyosu kurulduğu 1937 yılından
itibaren hem Türkçe hem de yabancı dillerde kısa dalga üzerinden Türkiye’nin
tanıtımı için yayın yapan,güncel haberler veren bir birimdi.O zamanlar TRT’nin
diğer radyolarında yayınlanmayan arabesk müzik bile burada yayınlanırdı.Bu
biraz da Demirperde gerisinden Türkçe yayın yapan bazı yabancı radyolarla başa
çıkabilmek içindi sanırım.Örneğin Sofya radyosu her türlü Türk müziği
çalardı.1960’lı yıllardan itibaren Avrupa’ya yollanan işçilerimiz Türkiye’nin
Sesi Radyosu için de yeni bir dinleyici kitlesi oluşturmuştu.Türkçe yayınlar bu
nedenle genişletilmişti.Türkçe yayınların önemli bölümünü Avrupa’da ve Libya
gibi ülkelerde çalışan işçilerimizle ilgili haberler ve programlar
oluşturuyordu.Biz de bu nedenle haberlerde özellikle Çalışma Bakanlığı ile
yakın temas halindeydik.Haber kaynaklarımız elbette başta TRT Haber
Merkezi,ajanslar,kendi muhabirlerimiz ve Dinleme Servisi’ydi.Ayrıca önemli
günlük gazetelerden derlediğimiz Basın Özetleri’ni hazırlardık.Bu Türkçe ve
yabancı diller ayrı ayrı yazılırdı.Sabah işe geldiğimizde hangimiz görevliyse
hemen gazeteleri hızlıca tarar Basın Özetlerini yazardı..../....
Severek okuyorum başarılar
YanıtlaSil