Elime gazeteci Ömer Sami Coşar'ın (1919-1984) yazdığı TROÇKİ İSTANBUL'DA kitabı geçti. İlgiyle okudum.
Troçki, SSCB'nin ikinci adamı , Kızılordu'nun kurucusu. Onun için tarihin çarkları Lenin'in ölümünden sonra tersine döner.
Stalin 1918'de Pravda'ya şöyle yazar:
" Ayaklanmanın bütün pratik teşkilatlanma çalışmaları Petrograd Sovyeti Başkanı Troçki'nin kati idaresi altında cereyan etti"
Ama artık onlar unutulmuş,
Stalin bütün erki elinde toplamıştır. Önce Kazakistan'ın Alma Ata kentine sürgüne gönderilir. Ama ne Troçki Stalin aleyhtarı örgütlenmeden ve propogandadan vazgeçer ne de Stalin onu peşini bırakır. Artık ülke içinde de istenmez. Troçki için başvurulan ülkelerden yalnızca Türkiye vize verir. Aslında Troçki Türkiye'ye gelmeyi istememiştir. Burası Troçkist hareketini yönetemeyeceği, dilini bilmediği bir ülkedir. Ama önünde tek seçenek vardır.
12.Şubat 1929 İstanbul'a getirilir. Troçki Türkler için bilinmeyen bir kişi değildir.
İstiklal Harbi sırasında Türkiye'ye yardımları dokunmuş, Sovyet Harbiye Komiseri olarak silah sevkiyatında rol oynamıştır.
Türkiye'nin vize verirken kendisinden bir tek şartı olmuştur. Türkiye'de siyasi faaliyette bulunmayacaktır.
Troçki büyük bölümünü Büyükada'da geçireceği sürgün yıllarında kendisine bir çalışma ekibi kurar. Yazılarını özel kuryelerle Avrupa'ya gönderir, oradan da Moskova'ya ulaştırılır. İki eski dava arkadaşının birbirlerini altetme mücadelesi hiç bitmez, gittikçe sertleşir.
Nisan 1932'de ilk defa bir Türk başbakanı Moskova'yı ziyaret eder. İsmet Paşa ziyaretinden 8 milyon dolarlık bir kredi anlaşmasıyla döner.
O günlerde Troçki de SSCB vatandaşlığından atılmıştır. Moskova aylar sonra Türkiye'ye Troçki ile ilgili kararı hatırlatır. Mesaj kendisinin ikamet izninin bitirilmesi yönündedir. Ancak Ankara'nın kararı farklı olacaktır.
Ömer Sami Coşar şöyle yazar;
"Sovyetlerle dostluk başka Türkiye'ye sığınmış ve kanunlara saygılı bir siyasi mülteciye karşı muamele başka şeylerdi. Atatürk Türkiyesi için bir mülteciye saygı 8 milyon dolarlık kredi anlaşmasından da mühimdi."
Troçki her fırsatta Avrupa ülkelerinden vize talebinde bulunur. 1932 yılında Danimarka'dan vize alır.
Elinde Leon Sedov Efendi adına verilmiş siyasi mültecilere mehsus bir Türk pasaportu vardır.
1937'de Meksika'ya gidene kadar çeşitli Avrupa ülkelerinde zoraki sürgün hayatı yaşar. Hayatı üç yıl sonra, -kimliği tam bilinmeyen , evine girip çıkan- celladı tarafından balta darbesiyle son bulur.
Kitap hakkında not; Son derece özenli, iyi araştırılmış, kaynaklara dayalı bir biyografi. İlk olarak 1969 yılında yayınlanmış.
Birgül Ergev