Hoş geldiniz!

Benim derdim ne?

Muradım orada burada gördüklerimi, gözüme çarpanları ,gözüme batanları,gözden kaçanları, gözüme girenleri, özellikle basındaki Türkçe yazım ve söyleyiş detaylarını,habercilik hatalarını,sevaplarını yazıvermek...

Kimseyi kırmak,aşağılamak yok...

Eleştirilerin zekice ve efendice yapılanları kabulüm..

Saygılar...








7 Aralık 2011 Çarşamba

Tashih ve musahhih...

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19407378.asp

Ayşe Arman,kızının ders çalışmasını anlatırken şöyle diyor:

“Yazarken bir sürü tashih yapıyor, harf hataları yani.Karışmıyorum.Öğretmeni, “Özgür bırakın, dileği (dilediği olacak)gibi yazsın, nasıl yazdığı değil, ne yazdığı önemli” dedi, bırakıyorum.”
Tashih=harf hataları değildir.
Tashih, düzeltmek,yanlışın yerine doğrusunu koymak demektir. Zaten yapmak değil etmek fiiliyle kullanılır...Bu düzeltme yazım için olduğu gibi anlam ve konuşma için de yapılabilir.Tashih تصحيح Arapça sıhhat صحة kelimesinden türemiştir.Kelimenin artık pek kullanılmayan ilk anlamı da zaten iyileşmek ,sağlığına kavuşmak demektir.Tashih işini meslek olarak yapanlara bugün düzeltmen deniyor,eskiden ise bunun yerine gene sıhhat kökünden türeyen musahhih مصحّح kullanılırdı..

19 Haziran 2011 Pazar

Ekvator Ekvador.

Birbirine benzeyen iki ayrı kelime söz konusu yine..

İngilizce'de Equator yazılan ve Türkçe'de (ekvator) olarak kullanılan kelime dünyayı çevreleyen sıfır derecedeki çemberin adı... Republic of Ecuador veya kısaca Ecuador şeklinde yazılan ve Türkçe'de Ekvador olarak kullanılan kelime ise Güney Amerika'da bir ülkenin adı..
Bu ülkenin adının Ekvator kelimesinden türemiş olduğu yazılsa da şu anda iki ayrı kelime mevcut..Bu nedenle Ekvator'la Ekvador'u karıştırmamak gerekiyor....
Dolayısıyla resimdeki haber başlığı da yanlış oluyor.Burada sözü edilen bir ülke çünkü...
Bu konuda daha ayrıntılı bilgi bu blogdaki
(Yabancı yer adları ve etnik sıfatlarda karışıklık) başlıklı yazıda...

18 Haziran 2011 Cumartesi

teşriki mesai ne ola ki?

Teşrik,Arapça bir kelime.Şirket,ortaklık kökünden türemiş.Mesai de Arapça..Sa'y,çalışma,gayret kökünden türetilmiş.Teşriki mesai de bir amaç için kurulan çalışma arkadaşlığı,mesaide ortaklık,dayanışma anlamlarına geliyor ve daha çok da (iş arkadaşlığı) anlamında kullanılıyor.تشرئك مساعئhttp://www.hurriyet.com.tr/magazin/yazarlar/18057226.asp?yazarid=105&gid=61
adresinde Cengiz Semercioğlu yazıyor:
"Geçmişte teşviki mesaimiz de oldu"
Yukarıdaki açıklamalar ışığında şöyle diyebiliriz: Bu deyimin teşvikle hiç ilgisi yok...
Semercioğlu,birkaç gün sonraki yazısında ise "Okurun gözünden kaçmıyor" dedikten sonra,her kelimenin yazılışına dikkat etmek gerektiğini belirterek (düzeltir,özür dilerim) diye yazıyor..
Yanlışı görmek ve kabul etmek bir erdemdir...
Bir örnek daha .Bu kez Radikal'den..
Erkan Aktuğ,Sevin Okyay'la söyleşi yapmış.Aşağıdaki alıntı oradan:
"Sevin Ablamızla teşviki mesaimiz o tarihte başladı, şimdilerde ‘uzaktan’ da olsa sürüyor. "
Herhalde bu yanlış en çok Sevin Okyay'ı üzmüştür.

3 Mayıs 2011 Salı

Abbotabad veya Abtabad nerededir,nasıl okunur?

Abbotabad veya Abtabad ,son iki gündür dünya medyasında en çok adı geçen şehir.Abbotabad,El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'in ABD güçlerince burada öldürüldüğü için bir anda ünlü oldu.
Şehrin Urducadaki adı ایبٹ آباد Ābṭābād; Ama dünyada Abbotabad olarak biliniyor.Türkçede nasıl okunacağına gelince;kelimenin her iki kullanımında da ilk bölümde uzun hece yok ,ama abad kelimesinde her iki a sesi uzun okunacak..
Haberin özeti de şöyle:
"ABD Başkanı Barack Obama, El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in, Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın 100-150 kilometre kuzeydoğusundaki Abbotabad kentindeki bir binada, Amerikalılardan oluşan küçük bir ekibin düzenlediği operasyon sonucunda, silahlı çatışmanın ardından öldürüldüğünü bildirdi. "
http://www.gazetevan.com/(gOOgLE)Usame-Bin-Ladin-oldu-bilgisi-detay-(Yazar-Yorumlari)-(Ayrintili-Haber)-32703.html

Aynı not içinde (abad) kelimesinin bulunduğu tüm yer isimlerinde de geçerli.İslamabad,Aşkabad ,Celalabad  ve de Sadabad (Lale devrini hatırlayın)gibi kelimelerde (abad)ın her iki a sesi de uzun okunuyor...

17 Nisan 2011 Pazar

Canlı tavuk mu !!!!!


Yurdum insanı paraya kıymış,kocaman bir afiş yaptırmış,ama müşterilere (yeni kesilmiş tavuk, ya da köy tavuğu) ikram edeyim derken,bunları yazdırmış.Niyet iyi ama kelime seçimi yanlış...Ben bu lokantaya girer miyim ? ASLA. "Canlı tavuk çorbası"adı bile korkunç.
"Canlı balık"tan esinlenmişler belli ama ne derler"şık" olmamış..

14 Nisan 2011 Perşembe

İşte güzel Türkçe....


Hem güzel ve doğru Türkçe okumak,hem de hoşça vakit mi geçirmek istiyorsunuz? O halde buyurun size bir blog adresi


.http://blogs.voanews.com/turkish/gokkusagi/

Yazarı Hülya Selcik Polat.Kendisi 40 yıllık haberci.Aşağıdaki adresi tıklarsanız hiç pişman olmazsınız inanın..Ayrıca ilgili web sitesinden ve radyodan onun güzel sunumuyla haber ve yorumlarını dinleyebilirsiniz...

Özellikle spikerler ve spiker adayları için iyi örnek...

Ayrıca benim de 40 yıllık arkadaşım,hani şu sırtınızı dayayıp kendinizi güvende hissedebileceğiniz dostlardan...

Ona sağlıklı,başarılı ve güzel yıllar diliyorum...

9 Şubat 2011 Çarşamba

MEVTA mı MEFTA mı?

 

Kelimenin doğrusu mevta موتا
Arapça mevt موت (ölme,ölüm) kelimesinden türemiş..
Sanırım bu karışıklık,mevta kelimesinin ,bazı benzer harfler nedeniyle vefat وفات kelimesiyle akraba zannedilmesinden kaynaklanıyor.Ama dediğimiz gibi anlamları benzer de olsa mevta kelimesi vefattan değil mevt'ten türetilmiş.Dolayısıyla kelime
m-e-v-t-a şeklinde yazılıyor...
Ama dilimizde vefat'tan türeyen bir başka kelime var...Bu, ölüm ilanlarında bazen karşımıza çıkan bir kelime ; müteveffa.متوفّا.Vefat eden demek..
Yanlış örneklerimizin ikisi  Sabah Gazetesi'nden..
"Bir beyin cerrahı yanlış damarı keser, hastası mefta olur... Bir pilot pist yerine dağa iner, yüzlerce kişinin ölümüne neden olur... Her hata yapanın kellesini alsak memlekette adam kalmaz!"
http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Yazarlar/sb-mevlut_tezel/arsiv?totalCount=488&getAll=False&page=20
"Kedi cennetinde, arkadaşlarıyla kelebek kovaladığını falan hayal edip içimi rahatlatıyorum.
Neyse sonunda mefta gömülüyor."
http://www.sabah.com.tr/Gunaydin/Yazarlar/ozicer/2011/06/13/sokak-kedicigine-cenaze-toreni
Bir yanlış örnek de Vatan gazetesi tazarı Reha Muhtar'dan:"Ruhsat çalınmıştı zaten, bu sefer ehliyet de mefta oldu..."
http://haber.gazetevatan.com/gidiyorum-butun-asklar-yuregimde-kokun-hala-uzerimde/603570/4/Yazarlar/136

23 Ocak 2011 Pazar

Hakkı Devrim,Nazım Hikmet'i ne kadar sever?

"Nâzım sadece şiirin değil, benim için hatta ondan da önce Türkçe'nin çok büyük ustalarından biridir. "
demiş Hakkı Devrim Radikal'deki yazısında ve uzun uzun övmüş onu.

.http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1036677&Yazar=HAKKI%20DEVR%C4%B0M&Date=23.01.2011&CategoryID=41


Pekiiii....
Hakkı Devrim,Meydan Larousse Lûgat ve Ansiklopedisi'ni yayınladı mı? Evet,üç ortaktan biriydi.
Peki,Meydan Larousse'ta sözlük maddelerinde anlamları vurgulamak için Türk yazar ve şairlerinden örnek cümleler kullanıldı mı? Evet birçok yazar ve şairden binlerce ...

Peki 12 ciltlik ansiklopedi ve sözlükte Nazım Hikmet'ten kaç örnek kullanıldı? SADECE 1(BİR)..
Ben Hakkı Bey'i tekzip edemem,kendisi Nazım'ı çok sever ve takdir eder..

Meraklıları bu Blog'daki Meydan Larousse Macerası 1 başlıklı yazıyı okuyabilirler..
http://birgulergev-deretepe.blogspot.com/2009/07/nezihe-arazn-ardndan.html